26 Ocak 2011 Çarşamba

PİDE SUN – KADIKÖY

Fransızca kursuna başladığımdan beri Kadıköy lezzet merkezlerine daha da yakın oldum. Fransızcam pek gelişmese de kadıköy lezzet bilgim epey bir arttı. Pide Sun’da benim yeni keşfettiğim bir lezzet merkezi.

Kadıköy çarşı’dan Moda’ya doğru ilerlerken cadde üzerindeki Migros’un yanında bulabilirsiniz burayı. İçerisi 4 dışarısı 2 masalık minicik bir yer. Bu sebeple dikkatimi çekmemişti. Birkaç öğlen önünden geçerken insanların balık istifi içeriyi doldurduğunu görünce merak edip daldım, iyi ki dalmışım, pideci budur.

Her çeşit açık ya da kapalı pideyi bulabileceğiniz enfes bir pide üstadı Pide Sun. Ben üzerine yumurta kırılmış açık kıymalı pide yedim ve gerçekten kusursuzdu. Aydın Pidesi seven bir fanatik olarak Samsunlular beni bozguna uğrattı. Malzeme o kadar bol ki yerken her yere kıyma saçılıyor, pide kıtır kıtır fakat malzemeler kurumamış. Sarp da yerken bayıldı pideye, gerçi benim oğlum hamurişi herşeye bayılıyor ama bunu kafasını sallaya sallaya yedi. Pidenin yumurtası malzemeye enfes bir şekilde dağılarak bu şaheseri tamamlamış. Genelde ya üzerine sanki tavada kırar gibi kırıp bırakıtlar ya da aşırı dağılır ama b Pide Sun kıvamı tam tutturmuş. İstanbul’da uzun süredir böyle güzel pide yememiştim.

Gelenlerden gördüğüme göre beyaz peynirli açık ve kavurmalı kapalı en favori pideler. Ben bir tane yiyebildim ve hayran kaldım. Bu arada senin gibi adam bir tane de kesilir mi diyorsanız belirteyim; pideler oldukça büyük. Öyle minicik bir lokmalık pide değil.

Kadıköy’de canınız pide çektiğinde sakın bu adresi unutmayın. Benim yediğim pidenin porsiyonu 9 lira. Pideler 7 liradan başlıyor 11 liraya kadar çıkıyor. 1 porsiyon ile rahat doyuyorsunuz.

Afiyet Olsun. EAT RESPONSIBLY.

13 Ocak 2011 Perşembe

ŞÖHRETLER BÜFE – KADIKÖY


Hazır büfelerden yola çıkmışken Kadıköy’e uzanalım ve İstanbul’un en ilginç ve bence mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir fast food klasiğine bakalım. Şöhretler şehre ilk geldiğimde yanında kaldığım arkadaşımın evinin Kadıköy Çarşı’da olması sayesinde tanıştığım ve Kadıköy’de her zaman uğradığım bir fast food cenneti. Amerikan fast foodlarından çok daha orijinal ve lezzetli.

Şöhretler’in ilginç tarafı yaptığı sandviçlerin ismiyle başlıyor. Artiz, pisikopat, efsane, manyak, deli, çılgın ile başlayan seri bugün onlarca ilginç sandviçe ulaşmış durumda. Ben ne zaman gitsem en sade olanları tercih ederim zira ismi sevimli bazı sandviçler ne yazık ki aşırı karışık haliyle bana hitap etmiyor. Ben Arnavut ciğerli sandviç, sucuk ızgara ve tavuk şinitzel margaritayı çok severim, bunlar bana daha sade geliyor, en çok tavuk şinitzel ile rus salatasını karıştırırım enfes olur. Saatlerin geceyrısını gösterdiği şu dakikalarda bir sucuk ızgara yanında da açık ayran enfes olurdu doğrusu.

Kadıköy’de sahilde yürürken bir gün karnınız acıkırsa mutlaka bir şans verin, çok beğeneceksiniz. Sandviçler 2.5 – 5 lira aralığında ve çok doyurucu, tam öğrenci işi. Elbette ki tüm öğrenci yemekleri gibi sağlıksız ama naparsınız ki bu blog salık sitesi değil. Cumartesi çarşının içine bir kez daha gireceğiz, şehrin en iyi balıkçılarını ziyaret edeceğiz.

Afiyet Olsun. EAT RESPONSIBLY.

KIZILKAYALAR – TAKSİM


Sıra İstanbulluların çok iyi bildiği bir Taksim büfesinde. Taksim Meydanı’na bakan ve daha sonra Bağdat Caddesi’nde ikinci şubesini açan Kızılkayalar. Islak hamburgerin en iyi temsilcisi, bana göre en iyisi.

Yolum ne zaman Taksim Meydanı’na düşse ya Bambi’de kaşarlı dürüm atarım ki onu daha önce yazdım ya da Kızılkayalar’da ıslak hamburger ziyafeti çekerim. Islak hamburger görüntü ile lezzetin birbirine en ters olduğu yiyeceklerden biridir, o nedenle bu hamburgeri görüp yemeyen varsa mutlaka denesin.



Hamburger köftesi bol sarımsaklı, küçük ve aşırı pişirilmemiş çok lezzetli bir köfte. Ekmeği ise özel bir domates sosuna bulanıyor ve size ulaşana kadar üst üste diğer soslu hamburgerlerle beraber sosu iyice emiyor. Size geldiğinde sosa bulanmış ekmeğin arasında enfes köftesiyle bir ziyafet başlıyor. Arasına azcık mayonez ve paket aldıysanız biraz da acılı hardal koyduğunuzda yaşanacak lezzet patlamasını anlatmak çok zor. Özellikle evde maç seyredilecek, dvd izlenecek günlerde eve adambaşı 2 ve katları şeklinde almanızı öneriyorum.



Islak hamburger en son 2 liraydı ama Taksim’e uğrmayalı epey oldu. Yerken sayarak yemenizi tavsiye ediyorum garson 7 tane yediniz dediğinde şok geçirmeyin sonra.

Afiyet Olsun. EAT RESPONSIBLY.

12 Ocak 2011 Çarşamba

2 DE 1 YE - ACIBADEM

Mantı çok sevdiğim bir yemek değildir, en azından bazıları gibi mantı krizi tutan bir adam değilim. Bu nedenle mantı çok çok güzel değilse pek tercih etmem. Şehirde adı çok bilindik birçok mantıcı var, kendileri için çeşitli mecralarda methiyeler düzülmüş ancak nedense benim çok beğendiğim bir mantıcı yoktu.

2 DE 1 YE ile karşılaşana kadar. Burası tamamen elde ve gözünüzün önünde açılan mantıları, yağlamaları ile mantı seven herkesin kalbinde taht kuracak bir mekan.

2 DE 1 YE Acıbadem’de Nişantaşı durağında küçücük bir dükkan, o kadar ki içerisi toplam 4 masa. Masaların arkasında bir banko var ve burada 2 abla sürekli mantı açıyor, sarma sarıyor ve siparişleri hazırlıyor. Menü çok sade; mantı, yağlama, sarma ve revani. Yemeklerin tümü 13-14 lira. Bu kadar küçük bir dükkan bu kadar iddialı bir fiyat politikası nasıl uygular diyorsunuz, yedikten sonra cevabı buluyorsunuz. İçerde yer bulmak öğlenleri problem, 4 masa paylaşıla paylaşıla kullanılıyor.

Ben gittiğimde yağlama yedim. Yoğurt sarımsaklı mı diye sordular sarımsaklı deyince tebrik aldım. Yağlaması gerçekten enfesti, başta dediğim gibi çok düşkün olmadığım bu yemeğin tadı hala damağımda. Mantısının tadına baktım, anlatmaya dilim varmıyor. Seneler önce Kayserili komşu teyzenin kazanla pişirip hepimize dağıttığı ev mantısından sonra yediğim en güzel mantı. Kayseridekilerle kıyaslamazsanız siz de bana hak vereceksiniz.



Bir öğlen yolunuz bizim mahalleye düşerse mutlaka deneyin, hele mantı düşkünüyseniz yolunuzu bizim mahalleye düşürün. Tabi dükkanın bizim spor salonu ile aynı sokakta olması moral bozucu. 3 kalori vermek için canın çıksın dönüşte otur yağlamaları yuvarla.

Afiyet Olsun. EAT RESPONSIBLY.

10 Ocak 2011 Pazartesi

SUADA G BALIK


Uzun süre ara verdiğimiz yazılara süratle geri dönüyoruz. Sarp'ın yaşgünüydü yılbaşıydı derken yazıları çok boşladık ama okuyucular sağolsun eski yazıları bile 1 haftada 1000'den fazla görüntüleyip beni şımartmışlar, teşekkür ederim.

Yılbaşından 2 hafta önce fırsat sitelerinden birinin kuponu ile Suada'da bulunan G Balık'a gittik, manzara dışında bir beklentimiz yoktu ama lezzetler de aklımızda kaldı.

Menü ızgara çerkes peyniri, ılık ahtapot salatası, közde patlıcan, zencefille marine edilmiş levrek, ızgara balık köftesi, lagos şiş ve kaymaklı kabak tatlısından oluşuyordu.

Ahtapot salatası çok değişik ve hafif bir lezzet, mutlaka öneriyorum. Yanında beyaz şarap ve boğaz manzarası enfes olacaktır. Lagos şiş çok iyi pişirilmiş, defne yaprağı ve biberin tadı balığa sinmiş, başka hiçbir eklemeye lezzet duymadan yiyoruz, enfes. Balık köftesi sevmeyen biri olarak balık köftesini deniyorum en balık lezzeti veren köftelerden ama menüde olsa yer miyim? hayır.

Muhteşem bir manzara, çok şık bir restoran ve bu yetmezmiş gibi oldukça lezzetli yemekler. O zaman yemeden ölmeyin diyorum.

Fırsat menüsü için biz adambaşı 40 lira ödedik. Normalde de çok pahallı bir boğaz baıkçısı değil. Kalamar 14 lira, ızgara ahtapot 16 lira, iki kişilik paella 44 lira, tatlılar 15 lira ve şaraplar 50 - 70 lira arası. Tabi şampanya patlatmak isteyene 1100 liraya dom perignon da var.

Afiyet Olsun. EAT RESPONSIBLY.